ZUĞA (Çamlıtepe) KÖYÜ

Yazımızın başlığında saydığımız özelliklere sahip olan Hemşin ilçesine bağlı Çamlıtepe Köyü, eski adıyla “Zuğa” dergimizin ilk sayısına konu olmayı haketmiş görünüyor. Tarihi ve kendine has diğer özellikleri ile daha da ilgi çekici bir köy olduğunu siz de göreceksiniz.

Hemşin ilçe merkezine 4.5 km, Pazar ilçe merkezine 24 km uzaklıkta olan Zuğa, Bahar Mahallesi ve Hilal köyü ile sınırdır. Kendi içinde Düzköy (Aşağı Köy), Kahvekapı, Kibarın Mahalle, Terzinin Mahalle, Karabinin Mahalle, Cami Kapı, Değirmenkapı, Dertanın Mahalle, Delun Sırt ve Şerenun mahalle olarak adlandırılan mahalleleri vardır. Yol güzergahında bir tarafında tarihi ahşap evler, bir tarafında tarihi mezarların bulunması nedeniyle yol yapılamayan mahalleleri vardır. 

Aslında köy bir Hemşin köyü olmasına rağmen Lazcada bir anlamı olan “Zuğa” ismi ile bilinir. “Zuğa” kelimesi Lazca da “Deniz” anlamına gelir. 

Bir rivayete göre Pazar’dan, Ardeşen’den gelipte yükseklerden bu köyü gören Lazlar, buğday tarlalarının yoğunluğu nedeniyle deniz gibi görünen bu köye “Zuğa” demeleri ve zamanla öyle anılmasıyla bu ismi almıştır. 

Biz henüz başka bir kaynağa ulaşamadık. Köy muhtarı İbrahim Cihan’dan aldığımız bilgilere göre o mısır tarlaları diğer köylerimizde de olduğu gibi sonradan çay tarlası olmuştur.

Yine başlıkta da belirttiğimiz gibi en çok göç veren köy konumunda olan Zuğa, 80 civarı haneden oluşmaktadır. Yazları 300 civarına ulaşan nüfusu kışları 20’ye kadar düşmektedir. Eski yıllarda 2 köy okulu, 3 bakkal, fırın ve demir dövme atölyesi bulunan köyde şu an bunlardan hiçbiri yoktur. Köyden Ardeşen, Pazar, Fındıklı, ve Artvin’in bazı ilçelerine temelli göçler olduğu biliniyor. Ayrıca Pazar’ın Haçapit (Subaşı) ve Bogina (Tektaş) köylerinin de yıllar önce buradan göçen insanlar tarafından kurulduğu ve bu günlere geldiği bilinir. Bunun yanında Çayeli ilçesinin Venekdere (Erenler) Köyü’ne göç vermiş olan Zuğa’dan Sarı, Küçük, Terzi ve Terzioğulları soyisimli aileleri de zamanında Çayeli’nin çeşitli köylerine göçmüştür. Köyün diğer sakinleri de malum hepimizin acı gerçeği geçim sıkıntısı nedeniyle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlere göçerek buralarda daha çok pastanecilik, fırıncılık ve restoran işletmeciliği yapmaktadır. Zaten bu büyük şehirlerde gittiğiniz 10 pastaneye sorsanız, en az 5’i Hemşinli çıkar.

Bazıları değişmekle birlikte şu an köyde bilinen Cihan, Yüce, Kalyoncu, Korkmaz, Şen, Genç, Aytemiz, Terzioğlu, Çolak, Çelik, Şahin, Çağlar, Karagül, Karagöl ve Teoman aileleri yaşamaktadır.

Şu anda mısır ve diğer sebze türlerinin küçük bahçeler ve evlerin önleri dışında yetiştirilmediği köyde, çay tarımı da çok yüksek rekoltede değildir. En çok çayı olan köylü sadece 9 dönüm çay tarlasına sahiptir. Hayvancılık da aynı paralelde azalmıştır. Gito ve Ambarlı Yaylalarını, Irmakbaşı ve Turçor Mezralarını aktif olarak kullanarak hayvancılık yapan köyde şu anda sadece 3 hanede hayvancılık yapılmaktadır. 

Bütün bu azalan tarım ve hayvancılığın yanında bal yetiştiriciliği köyde çok iyi bir düzeye gelmiştir.

Özellikle balların en iyisi olarak bilinen “Kestane Balı” köyde yaşayanlara iyi bir uğraş ve geçim kaynağı olmuştur. Orman Gülü (Deli Bal) ve Karayemiş çiçeklerinden de bal yapan arılar en çok kestane ağaçlarından özünü alır. Kestane Balı diğer çiçek ballarına oranla yuğun aromalı, koyu renkli, zengin içerikli ve çok daha fayadalı bir baldır.

Köyde yapımı yüzyılı geçen taş evler ve yine yüzyıllar öncesinden kalan ahşap evler vardır. Hatta bazı evlerin Ermeniler döneminden kaldığı da söylenmektedir. Mimari olarak zengin bir işçiliğe sahip olan evlerde ahşap oymalar, Kapı üstlerinde boynuzlar, eski kilit sistemleri ve ilk kez gördüğümüz 6 direkli serender mevcuttur. Abbasoğlu Konağı, Şahinler Konağı, Şeyhoğlu Konağı ve Kalyoncu Konağı köyün bilinen ve yaşayan konaklarıdır. Tarihi mezarların da bulunduğu köy, tam yaşayan bir tarih gibidir. 

Birkaç kere sel felaketine uğrasa da tarihi güzelliklerini koruyan Zuğa (Çamlıtepe) Köyü yörede kesinlikle gezilmesi, görülmesi gereken muhteşem bir güzellik ve mirastır. 

Bu yöreye gelipte Zuğa’yı gezmeden kesinlikle gitmemenizi öneririz.

Gördüğümüz en güzel köylerden biri olan, bu tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve havası ile bu kadar göç vermesini anlayamadığımız Zuğa’nın yine eski canlı günlerine dönmesi dileğiyle bize yardımcı olan Hemşin Kaymakamı Coşkun Öztürk’e ve Zuğa Muhtarı İbrahim Cihan’a teşkkürleri borç biliriz.