HİÇ BİLMEDİĞİ ATİNA'YI RÜYASINDA GÖRDÜ: SEMA USTA

Baba tarafı Ordulu anne tarafı ise Yozgatlı olan Sema Usta Ankara’da doğup büyüdü ve eğitimini de Ankara’da tamamladı. Son olarak Endüstri Meslek Lisesi’nin Metal bölümünü bitirdi.

9 yaşındayken talihsiz bir kaza sonucu anne ve babasını kaybeden Sema Usta, o yaştan sonra farklı farklı zamanlarda halasıyla, amcasıyla, teyzesiyle ve babaannesiyle yaşadı. Metal bölümünü bitirdikten sonra staj gördüğü metal atölyesinde çalışmaya başladı. 1 yıl burada çalıştıktan sonra yine metal üzerine başka bir atölyeye geçerek tam 8 yıl çalıştı. Daha çok okul ve dershanelerin metal donatımlarını üretirken mesleğine tam olarak bulaşmıştı. Ankara Elmadağ Organize Sanayi bölgesinde geçirdiği bu 9 yıldan sonra bir gün buralara gelmeye karar verdi. 

13 yaşındayken bir televizyon programında rahmetli Kazım Koyuncu’yu izlerken tanıştığı Lazca Dili’nin 2 yıl boyunca rüyalarına gireceği aklına bile gelmemişti. Hiç bilmediği Atina’yı rüyalarında gören Sema Usta tatil amaçlı olarak rüyalarındaki yere gitmeye karar verdi.     

Rüyalarındaki bu yere hazırlıksız gitmek istemeyen Sema usta Atina’ya gelmeden önce Lazca Dil ve Horon kursuna giderek kendi çapında hazırlık yaptı. 2 yıl kadar bu kurslarda ve internetten aldığı eğitimlerle kendini ifade edecek kadın Lazca ve neşesini gösterip kurtlarını dökecek kadar horon öğrendi.

Sonunda otobüse atlayıp rüyalarındaki şehre, Atina’ya gelen Sema Usta ilginç bir şekilde gezdiği yerlerin rüyalarında gördükleriyle aynı olduğunu fark etti. 

Tüm bu yaşananlar size film gibi, hikaye gibi gelebilir ancak  yaşananların hepsi gerçektir. 

Rüyalarında gördüğü Atina’yı çok beğenen Sema Usta buraya yerleşmeye karar verdi. Bir mesleğinin olması sebebiyle çalışıp her yerde yaşayabileceğini düşündü. Kendi alanında hiç iş bulamasa bile çay toplayıp geçimini sağlamayı planlamıştı. 

Ankara’ya geri döndükten sonra oradaki Atinalı arkadaşları aracılığıyla burada kendisine iş buldu. Oradaki işinden ayrılıp Atina’ya gelen Sema Usta öncelikle Ayder’de bir otelde müşteri ilişkileri bölümünde işe başladı. Pazar’da bir ev tuttu. Kısa sürede otelin işletmeciliği konumuna kadar geldi. 2 Yaz 1 kış Ayder’de çalıştı. Pazar’dan tuttuğu evine bu 2 yıl boyunca çok az inebiliyordu. Vaktinin çoğu yoğunluktan dolayı çalıştığı otelde geçiyordu. 

Kimine göre asıl mesleği olan metal(kaynakçı) işi daha zordur belki ama Sema Usta’ya otelde çalışmak çok daha zor geliyordu. Bir şeyler üretmek isteyen Sema Usta otelde bu isteğine karşılık bulamıyordu. Otelden ayrılıp Pazar’a inen Sema Usta, yolda yürürken gördüğü kaynakçı aranıyor ilanını görünce mutluluktan ve heyecandan neredeyse ilanın asıldığı camekanı kucaklayacaktı. İlandaki numarayı arayıp iş için aradığını ve yerlerinin neresi olduğunu sorduğunda “çalışacak bey kim?” sorusuyla karşılaştı. Kendisinin çalışacağını söyleyince firma sahibi kendisine şaka yapıldığını sanarak telefonu kapattı. Tekrar arayıp ilk olarak 

“Lütfen beni bir dinleyin, burada yabancıyım. Mesleğim kaynakçılık ve işe ihtiyacım var. Adresinizi verin, geleyim. Çalışayım ve benim işime bir bakın. Ondan sonra karar verin” dedi. 

İkna olan firma sahibinden adresi alıp demir atölyesine geldi ve 1 gün boyunca deneme amaçlı çalıştı. 

Bildiği bir iş olması ve asıl mesleği olması nedeniyle bu iş Sema Usta’ya çok kolay gelmişti ve çok da mutluydu bu işi yaparken. İşe kabul edildi ve o gün işe başladı. Daha çok dışarıda çatı,  duvar destekleme, fabrika demir aksam bakımı gibi işler için Çaykur ve Lipton fabrikalarına ve Çayeli Bakır işletmesine giderek buralarda çalıştı. 2 yıl bu demir atölyesinde çalışan Sema Usta talihsiz bir iş kazası geçirdi. 1.5 yıl çalışamadı. Bu 1.5 yılın ardından başka bir metal firmasında işe başladı. 50 civarı çalışanın bulunduğu bu firmada 1 yılı aşkın süredir çalışıyor ve günde 2 pilita (soba) yapıyor. Sobanın yanında ferforje, yine fabrika demir işleri ve çelik konstrüksiyon gibi işleri de yapan Sema Usta işini çok seviyor. 

Bugüne kadar da bu işleri sürekli olarak erkeklerin yaptığını gören müşteriler Sema Usta’yı görünce şaşırıp güven problemi yaşasalar da zaman geçtikçe ve çalışmalarının kalitesini görünce bu problemleri de ortadan kalkıyor. Şimdi o müşteriler firmaya gelip işlerini özellikle Sema Usta’nın yapmasını istiyorlar. 

Artık bir Atinali olan Sema Usta’nın bir notu ile bitirelim, 

“Sevgi varsa taşıdığın yükün ağırlığı hiçbirşey değildir. Yeter ki işinizi severek yapın.”