Her bölgenin ya da şehrin kendine has simidi vardır. İstanbul simidi ayrıdır, Ankara simidi ayrı. Tam burada araya girelim. İkisini de tadanlar Ankara simidini sever… İzmir’in gevreği vardır mesela. Bunların üçü de susamlı simittir. Kendine has kokuları tatları ve yapıları vardır. Samsun’un simidi de ayrıdır mesela. Diğerlerine benzemez görünüş ve de tat olarak. Tadanlar bilir. Çok da kıyaslanmaz aslında.
Belki de herkes kendi yöresinin simidini sever bilinmez. “Herkese doğduğu topraklar güzeldir.” derler ya, o hesap işte. Bu konuda biraz kayırılmış olabiliriz, çaktırmayın ;) Bizim memleketimiz birazcık daha güzel olabilir.
Gelelim mevzumuza. Sanmıyorum ki hiçbir simitçiden tek seferde 800 adet simit sipariş edilsin…
Tahmin ettiğiniz gibi bahsettiğimiz Pazar Simidi. Gurbette olup da şu an bu simitten alamayanlar bir yutkunmuştur tadını ve çıtırlığını hatırlayıp. Ne yapalım artık yaza kısmet. :(
Özellikle tatil zamanlarında önünde kuyruklar oluşan ve şahsen 275 adet, 200 adet gibi siparişlere tanık olduğum Yeni Şafak Simit Fırını’nda başka hiçbir simit fırını bu kadar sipariş almamıştır. Kuyrukta olduğunuz zamanlarda eğer önünüzdekiler verdiyse bu siparişleri çıldırabilirsiniz arkada. Merak etmeyin bu yoğunluklarda yüksek rakamlarda isteselerde vermiyorlar. Çünkü verseler yetiştiremezler ve kuyruk ilerlemez. Örneğin çok yoğun zamanda 100 tane simit istemeyin, size en fazla 30 verirler. Arkada bekleyenleri de düşünmek lazım tabi. O arkada bekleyen siz de olabilirsiniz.
Görünüş olarak susamlı simitler kadar heybetli olmasa da kendine has altın sarısı rengi ve çıtırlığını ele veren kızarıklıkları ile bilenlerin bir an önce bir ısırık almak isteyeceği bir yapısı olan Pazar Simidi, taze iken sevilir ve öyle yenir. Hele de yanında kaşar ve bir de çay varsa keyfinize diyecek yoktur. Şu an bu yazıyı yazarken canımın çektiğini ve birazdan gidip almayı düşündüğümü yazsam umarım bana kızmazsınız.
Yaz döneminde 15.000 adete kadar simit üretilip satılıyor burada. Bu Pazar nufüsü kadar neredeyse. Bu düzeyde sipariş edilen ve satın alınan simit için normal aslında. Zaten sıradaki 4 kişiye 250’şer simit verseler 4 kişide 1.000 adet olacak. Merak etmeyin şehir dışına da gönderiliyor kutularla. Tabii fırından çıktığı andaki tazeliği bulamasanız da o enfes tadı alırlısınız ve az da olsa yatışırsınız.
Çoğu simit gibi pekmez suyuna da batırılan Pazar Simidi, öncesinde kısa bir süre sıcak makarna gibi su da haşlanıyor. 50gr’lık olan ve çıtır özelliğini bu gramajına borçlu olan simidimiz odun fırınında pişer. Kalorisinin düşük olduğunu söyleniyor fakat bir araştırma ya da test yapılmış mı bu konuda bilemiyoruz. Yalnız son derece hijyenik ortamda hazırlandığını da özellikle belirtmek isterim. Zaten gözlerinizle de görüyorsunuz…
Bir Pazar’lı olarak acaba milli duygularım mı ağır basıyor diye düşünürüm daima. Acaba diğer simitler de güzel de ben kendi yöreminkini mi beğeniyorum? diye. Rize’nin diğer ilçelerinde benzer simitleri yediğimde öyle olmadığına karar verdim. Rİze merkezde de benzer görünümde simit yapılıyor ama asla Pazar Simidi’nin yerini alamaz. Alakaları yok diyebilirim. Pazar Simidi bambaşka.
Ben simit almaya gidiyorum. Sağlıcakla kalın. ;)